19 Şubat 2009

burdayım olum..

ulan bı yazı okudum blogda yok dıyo anlamadımm bişi.. neyse olurmu adamım ayıp edıyosun ben hep buralardayım da pek sesımı cıkarmıyom... ha bıde tırt dıye bı yere yazıcaktım bı ara ona, hıç ellemedım daha ama bişiler olmuş ben anlamadan.neyse hayırlısı

18 Şubat 2009

handmade..

şimdi okrist bu bloga 18+ uyarısı koymuş.. alla alla 18 yaşın altındakiler sanki göt, bok, çük demiyor, sevmiyor, sevilmiyor, sevişmior.. peh.. hayatın gerçeklerini anlatıyoruz biz burda.. gençlere kötü örnek olacağımızı düşünen mi var yoksa? peh..
neyse artık madem böyle bir yola girdik (gördüğünüz gibi taktım ben bu format işine) ben de artık love sex&drugs ile alakalı yazılar yazmaya karar verdim ( karar almakta üstüme yoktur).
ama tabe geçen postta yazdıklarım ve skörcan'ın yorumu ile karışan kafam çok düşündü (istemsiz oldu valla) ve bu love, sex and drugs formatını el işleri ile ilintilendirmeye karar verdi..
şimdi aşağıdaki vidyomuzu lütfen dükkatlice izleyin..  evde uygulayın.. sonra beni kalite kontrole çağırabilirsiniz.. uygulamayı en başarılı şekilde gerçekleştiren kadın okuyucumuza hediye olarak en başarılı erkek okuyucumuzu hediye edeceğiz.. en başarılı erkek oyuncumuza ise en başarılı kadın okuyucumuzu.. ikinci cümleye ne gerek vardı diyenlere de 'çok konuşma sen!' diyip iki şaplak atmak isterim.. ama bu 'sex' konusuna girdiğinden çok da uzatmıyorum..
sevgili bir milyon okuyucumuz bu vidyodan sonra gerçek bir milyonu yakalayacağınızı umuyorum..
aydınlık günler için..
haydi okuyucum mutfağa..

13 Şubat 2009

anılaaaarr.. anılaaar..

evet bu blog çok sahipsiz kaldı.. okristin bi bok yazacağı yok.. ev sahibi dedik, saygımızdan sustuk ama olacak gibi değil.. cık cık cık
bu arada
yemek blogu yapalım dedik olmadı..
elişi blogu yapalim dedik olmadı..
sonunda bir çocuk doğurup onun gelişimini yazacağım olacak bitecek..

keko yeni blog açmışsın gözümden kaçmadı ona göre :) lütfen enerjimizi bu yöne kanalize edelim.. cık cık cık..

neyse sevgili bir milyon okuyucumuz.. (burdaki bir milyon kafa olarak değil, kafa başı hesaptır).. yine bir blog gününde beraberiz.. bu boktan yağmurlu ve depresif günde, sizlerle anılarımı paylaşmak istiyorum..

anı1:
benim bir hatun arkadaşım var.. kendisi cenıfır lopez bedeninde bir rahibe teresadır.. geçenlerde konuşuyoruz öyle havadan sudan..
'ayh' dedi 'seninkinin fotosu yok mu? çok merak ediorum artık' ben de dur bir mms açayım sana dedim.. benim part-time bey'in fotosunu gösterdim.. fotoya bakarken ben içimden yerim seni yerim nidaları atıyordum ki sevgili cenıfır hayallerimi o cırlak sesi ile böldü..
-kızım bu ne?
-benim part-time bey..
-kızım mal mısın sen?
-?
-evlat olsa sevilmez bu be.. bırak hemen bunu..
-!?
-alınmıosun di mi?
-yok alınmadım..

evlat olsa sevilmez cümlesinin özlü sözler kitabına alınmasını öneriyorum ben..

anı2:
cenıfırla bir gün eve doğru yürüyoruz.. o da bana olmayan seks hayatından bir potbori sunuyor.. sonra konu orgazma geldi.. ben bi durdum..
-kızım sen ne anlarsın orgazmdan..
-öyle deme şekerim, arada biz de çeki elden bozduruyoruz..

kendisi blog açsın, skype'da kanal açsın falan istiyorum.. herkesin gülmeye ihtiyacı var canımm..

anı3:
samsundan xs geldi, bende kalıyor.. biliyorsunuz '40m2 gümüşsuyu' filminin baş kahramanıyım.. neyse efendim ev minicik olduğundan ve her kapı bir odaya açıldığından xs üstünü değiştirirken ben tuvaletten çıkınca tarafımdan donu ile basıldı .. kendisi utandı tabe, ben utanmadım..
-neyse canım evinde ilk kez donlu adam görmüosundur herhalde.. dedi
-hayır ben genelde donsuz görüyorum.. dedim

hahahah buna da çok güldükten sonra.. bütün gün yasmin levy dinlemiş biri olarak yazımı noktalıyorum.. yasmin levy dinlemeseydim bu yazı daha güzel olmayacaktı tabi ki ama olsun.. yeter ki gönüller bir olsun..