22 Aralık 2008

pandahahahahahha

Petit Panda Eternue, Maman a peur
e-boueur tarafından gönderilen video

gönül dostum okrist bir önceki vidyoyu koyduğuma pek sevinmedi..
peh ben bunu 2 sene önce izledim dedi eksi buldu kendisi.. beni azarladı.. hıh..
eskileri sevmenin neresi kötü anlamadım.. neyse bu da çok yeni bi vidyo değil sayın okrist ama ayh ben çok gülüyorum hala hahahhahahahha

şu pandaları ne biçim sevesim geliyor anlatamam.. harika.. harika..

18 Aralık 2008

ok go go go..


keko.. okrist.. bir kişi daha bulalım.. ben bunu yapmak istiyorum..
herkes kendi koşu bandını getirsin ama :))

16 Aralık 2008

Yer: Muhtarın Yeri (dünyaca ünlü kuyu tandırcı ve kebapçısı)
Mevki: İstanbul-Samsun istikameti, Tosya
Saat : Akşam suları, sis çöktü çökecek
Hava Sıcaklığı: Buz
Ekip: Dört Kişi

Tandır yemek istemesek te şiddetli tavsiyeler üzerine muhtarın yerine girmeye karar verdik, önce arkadaşım; ben farkına varmadan beni arabaya kitledi, sakince kapının kilidini açtım arabadan çıktım. İçeri girdim, ellerimi yıkamak için gözlerim lavabo aradı, tam karşımızda esrarengiz bir kapı vardı? buranın lavabo olabileceğini düşündüm, bizimkilerin daha önce girdiğini düşünürekten burası lavabo mu? diye sordum,

arkadaşım bana dışarıyı işaret etti; - tuvalet dışarıda.
ben - burası lavabo mu?
arkadaşım - tuvalet dışarıda, bilmiyorum garsona sorsana!
ben - burası lavabo mu?
garson - tuvalet dışarıda
ben - burası lavabo mu?
garson - ewt abi lavabo
ben - bu lavabo da tuvalette var!!!

ellerimi yıkadım masaya oturdum;

Yan Masa;

çocuk - babaaa bu ne postu?
baba - bilmiyom, bakim, tilki.
anne - o kadar büyük tilki mi olur! sincaptır.

garson - ne alırsınız
baba - köfte alırız, köfte nerenin köftesi
garson - buranın köftesi
baba - tamam, yağsız olsun
garson - neresi yağlı ki abi?

--------

çocuk - ne içcezz babaaa???
baba - ayran.
abi - rakı.
anne - demekki paranın çıkacağı varmış,
çocuk - kola içsem
anne - çıkacağı varmış demekki dimi?
baba- olmaz ayran içcez
anne - dimiğ! çıkacağı varmış?
baba - niye çıkacağı olsun ki?

Tandırımız geldi, nefis gözüküyor gerçekten;
garson - abi küllüğü kaldıralım
ben - olur
garson - ayran mı içersiniz
biz - eveeet..

uzakta bir masa;
müşteri - abi borcumuz nedir?
patron - masanın neyi var
garson - abi 2 ayran ...
müşteri - ben 2 ayran içmedim!!!
garson - sizinkiler içti ya abi, diğer masa?
müşteri - ben onların parasını neden verecekmişim, ben 1 tane içtim
patron - tamam, bir ayran başka
müşteri - ben ne ödicem ya alla alla
patron - tamam kes yazmadık işte
müşteri - abi yanlış anladın, bak onlar dışarıda çağır istersen?
patron - kapıdan çıkınca iş biter...

yan masa;
baba -o köftelerin hepsi bitecek!
çocuk - tamam
anne - yoksa bırakırız seni burda
çocuk - tamam
baba - garsonluk yaparsın burdaa
çocuk - yaaaa
baba - ağlama!
anne - çişi gelen varsa gitsin
baba - hesabı alalım?
garson - tabi abi.

ben- küllük getirir misin?
garson - masa da vardı abi,
ben - aldın ya masadan!
garson - getirim abi.
ben - korku filminde olabilir miyiz?


garson - 47 ytl
abi - harala gürele
baba - ne oluyo?
abi- ne yedikte 47 yazdınız!
garson - abi biz ne varsa onu yazdık! niye havalanıosun ki!
patron - uzatmayın tamam.
baba - salatanın bedeva olması gerekirdi!
garson - alla alla...

biz;
- biran önce çıkalım,
- ewt hava da karardı, sis çöktü.
- bu kuzuları nasıl bir otla beslediler acaba?
- ben kendimi iyi hissetmiyorum...
- hesap lütfen,
- tandır süpermiş
- çıkalım artık.
- havasından mı, kuzusundan mı anlamadım?
- teşekkür ederiz.
- biz teşekkür ederiz.
- abi bi olay çıkarmadan mı çıkacaz?
- bir de üzerine teşekkür ettik.
- arabayı kullanabilecek misin?
- emin değilim...
- tandır süpermiş...

08 Aralık 2008

diz lend iz may lend..

haydaaaa hooop...
furom kaliforniya tu dı niv york aylınd..

06 Aralık 2008

Veeee Çantamdaaa Ne Var???

Sevgili gönül dostum nikzi, öncelikle seni beklettiğim için çok özür diliyorum.

Geç de olsa çantamda ne var mim ini cevaplıyorum;

Benim hiç çantam olmadı sevgili dostum, ama olsaydı neler olurdu bir bakalım, gogulda bir araştırma yaptım ve bana en yakın çanta malzemelerini buldum, bir çantam olsaydı tıpkı "Papatya Prensesin Dünyası" adlı sitedeki papatya prensesin çantasında olanlar olurdu... Dolayısıyla aşağıdaki resim papatya prensesten çalıntıdır ve kendisinin de haberi yoktur... (zaten de bu yüzden çalıntıdır.)



1.Çantam 2.Papatya Prensesin annesinin diktiği çamaşır çantası ancak 8 - 11 ve 12 numaralarda bunun içinde, yani diş fırçam ile donum aynı yerde duruyor 3.İçine 22 adet ıvır zıvır koyup birde (...) işareti yaparak daha da alabileceğini anladığımız mini çanta. 4.Aklıma gelen pozitif paylaşımlarımı yazabileceğim ajandam ve kalemim. 5.Islak mendilim ama nikzininki ile aynı amacı taşımıyor ayh pardon nikzi 6.Yasinli cevşenim 7.Azım kokmasın die naneli vividentim 8.Diş macunu ve fırçam (bu konuya değinmiştik) 9.Cüzdanım, kartlarım keşke büyüklüğü kadar da dolu olsa içi ehi ehi ehi 10.Güneş gözlüüm 11.Lady Speed Stickim 12.Sıvı sabunum 13.Pörbılanka parfümüm 14.Kapatıcı, minik sivilceler için. (büyükler için olanı evde çantama sığmıyor)
15.Alyansım, (Lady Speedimi alan sevgilim almıştı) 16.Çocuklar için şeker, verdikçe mutlu olmak için ayh ne şekerdir çocuklar değilmi eko? 17.Telefonum, yenisini alamadım (yaptığım yardımlardan sıra bana gelemiyor ama olsun) 18.Pillerim, (o da bana kalsın ehi) 19.Filaş belleğim, 2 mb tı dolu, aile resimlerimiz var içinde, kedim pamuk ve kuşum fındıkla birlikte 20.Anahtarlarım, umarım bir gün araba anahtarı da olur ehi 21.Şemsiyem, her şemsiye gibi o da açılmaz ama denemedim hiç. Piller var ya neyse... 22.Mp4 Çalarım Mp3 te vardı onu mektuplarla geri gönderdim böhüü neyse... 23.En önemli dostum aynam, hep doğruyu söyler bana tıpkı gözler gibi 24.Ayakkabı parlatıcısı (bu da bana kalsın öhöm)

İşte sevgili gönül dostum nikzi, çantam yok ama olsaydı bunlar olurdu inan ehi ehi...
Umarım kabul olmuştur mimine verdiğim bu cevap, yoksa verdiğim sözü bozacağım az kaldı...
Neyse başka mimlerde buluşmak üzere diyelim öpüyorum canım...


Hobi-Eğlence

Kötü alışkanlıklarımızı bırakıp, faydalı işlere başlamamızın 2. günündeyiz ve hala çok mutluyuz!


Önemli paylaşımlarıma başlamadan önce, pek sevgili dostum eko'nun çantasından alkollü içki çıkmasına son derece üzüldüm...
Bu paylaşımımı kadim dostum ekoya armağan ediyorum, umarım kendisi alkolü bırakır ve bu fillerden yapar bi sürrü bi sürrü, çünkü içki her şeyin anasıdır.



Bu gün öğreneceğimiz uğraşının adı origami.
Aslında öğretilecek pek bir şey yok.
Her türk origamist doğar. (origamisti salladım)
Ülkemizde 7 den 70 e herkes en üst seviyedeki kağıt uçak yapımını çok iyi bilir. Peki neden kağıt uçak yapanlar en usta origamist sayılırlar? Çünkü yaptığınız şey aynı zamanda uçabilmektedir. Kağıttan bir keman yapıpta onunla bir şeyler çalamıyorsanız bu çok amatörcedir.

Şimdi, yukarıdaki konuşan fil nasıl yapılır onu öğrenelim ?

1. Hangi renkte filiniz olmasını istiyorsanız o renkte kağıt almalısınız. (biz erkek olsun diye maviyi tercih ettik)




Kağıdınızın kare şeklinde olmasına özen gösterin yoksa filinizin kıçı başı normalden uzun-kısa olacaktır.
Kağıdınızın beyaz tarafı size baksın. (filiniz beyaz olacaksa arkaya baksın)
Kağıdınız şekildeki gibi bir öyle bir böyle ikiye katlayın. (iz yapma baaabında)

Şimdi eski haline getirin.  Sabırsızlanmayın, her hareketinizin bir anlamı var! Bakın artık kare kağıdınızda sanki kalemle çizgi çekilmiş gibi izler oluştu.




Sonra şekildeki gibi kıvırmaya devam edin lakin bunları anlatamicam fenalık geldi.





Kalemle de o şirin burnunu ve gözünü yaptıysanız, daha fazla kurcalamayın...

Aşağıdaki fili vasati çıkarabildiyseniz siz iyi bir origami ustasısınız. Artık filinizle dilediğiniz gibi oynayabilirsiniz... Hep mutlu olmanız dileğiyle, esenlikle kalın...



çantaa

çantanın içinde ne var. kayganlaştırıcı hiç yok, dildo hiç olmadı, inşallahta olmaz, çok uzundur bekleyen bi prezarvatif o kadar. çantada içilen 4 duble rakı, 7 bira, bide cem karaca var. bitti.. ha bide bu aralar bu kafayla takıntı yaptıgım mazlum çimenden feryada isyanım var...

05 Aralık 2008

çanta

sevgili gönül dostum okrist beni mimlemiş.. ne kadar bahtiyar oldum bilemezsiniz.. virgilius de söz verdi beni mimleyeceğine.. ne şanslıyım.. küfürsüz konuşmalarımdan dolayı herkes beni seviyor demek ki.. beni sevmeyen ölsün mü okrist? ölsün de mi?

ayh mim konusuna gelince.. çok heyecanlandım şimdi.. bütün vucudum tir tir titriyor valla.. çantamı açarken tahrik oldum resmen.. zaten ben ne zaman çantamı açmaya kalksam böyle olurum.. içinde dildom var da çünkü.. sonra ıslak mendil.. sonra kayganlaştırıcı.. sonra neydi kız eko onların adı ağza sokulan toplar hani? neyse sonra kelepçeler..sonra..
ah tanrım neler diyorum ben.. içime şeytan girdi şeytan.. öhööö öhööö.. çııık.. çık içimden..
hıh ne diyordum.. kelepçe değil canım anahtar yahu bildiğin..
kalbimin anahtarı..
seni kalbime gömdüm anahtarını da denize attım..
sevgi paylaştıkça güzel değil mi ya..
ben de bunu okristle paylaşmak istiyorum.. 
çantanda ne var okrist şekerim?

Kültür-Sanat





Efenim, buradan niksi arkadaşımızın seviyemizi arttırma çabalarını takdir ediyor, 3'ün 1'i nden 1'i bozana kadar azımdan kötü söz çıkmayacağının garantisini veriyorum. 
Yoksa bu gidişle, gogulda free porn yazsanız biz çıkacağız neredeyse...
Ve şimdi sıkı durun! Size bu ay ki en büyük süprizii açıklıyorum;


"Albay Kuş" Oyun Atölyesi semalarında uçuyor!!!





Tiyatroadam'ın ilk oyunu "Albay Kuş" 17 Kasım ve 1, 15 Aralık 2008 saat 20.30'da Oyun Atölyesi sahnesinde izleyicilerle buluşuyor.

Serdar AKAR'ın süpervizörlüğünde kurulan Tiyatroadam, Murat KARASU yönetiminde, Bulgar yazar Hristo BOTYCHEV'in "Albay Kuş" adlı eserini sahneliyor.


Oyun, savaş sırasında, Balkan Dağları'nda, hiçbir şeyin -ne ilaç, ne yatak çarşafı, ne doğru dürüst giyecek, yiyecek hiçbir şeyin- olmadığı, manastırdan bozma bir psikiyatri kliniğinde geçiyor. Kaderlerine terkedilmiş ve donmamak için aynı odada birlikte kalmak zorunda olan ilginç ama zararsız altı deli ve yine onlar kadar ilginç bir doktorun yaşamının bir sabah manastırın bahçesine gökten düşen bir sandıkla nasıl değiştiğini konu alıyor.


Oyunun Künyesi


Yazan: Hristo Boytchev

Çeviren: Nihal Geyran Koldaş
Yöneten: Murat Karasu
Süpervizör: Serdar Akar
Sahne Tasarımı: Başak Özdoğan Pirim
Oynayanlar: Ali Kil, Deniz Özmen, Burak Dur, Aşkın Şenol, Ayça Aykut, Sarp Akkaya, Fatih Koyunoğlu, Ferit Kaya

Dip Not: Canım arkadaşım keko ve nikzi çantalarınızda neler var diyerek sizleri mimliyorum?
Sevgilye kalın öpüyorum...

sevgiyi paylaşalım..

evet artık bu blog çok düzeyli bir blog olacak.. ne o öyle terbiyesizlikler falan cık cık cık.. okrist, keko lütfen canlarım benim.. sevgiden bahsedelim.. çocuklardan.. çiçeklerden..

neyse sevgili arkadaşlar,
dün gece elişimi bitirdim.. bakın televizyon üstüne harika bir örtü olacak..


malzemeler:
ev kızı (1 adet)
tığ(2 numara)
iplik(kalitelisinden)
sağlam bir işaret parmağı

ayh bu akşam neriman teyze ile kızı bana gelecekler.. beraber yemek yiyip dizi izleyeceğiz.. umarım yaptığım yemekleri beğenirler..


Malzemeler:
Kabak çiçeği (bu tarifte yaklaşık 25 tane)- neriman teyzenin midesi yayla gibi de
Her çiçek için küçükse 1 tatlı kaşığı, büyükse 1 yemek kaşığı pirinç- pahalısındansa az koyun siz
7-8 dal taze soğan (ince kıyılmış)-bunun yapılmışını alabiliosun kuru halde boşver uğraşma
1/2 demet taze nane (ince kıyılmış)
5-6 sap dereotu(ince kıyılmış)-hiç sefmem
1/3 demet maydanoz (ince kıyılmış)-hiç sefmem
1 tane büyük boy kuru soğan (rendelenmiş)-rondonuz varsa tabi
1 tane domates(rendelenmiş)-onun yerine hafif haşlayıp ezebilirsiniz de
3/4 çay bardağı zeytinyağı-elinizi korkak alıştırmayın 1 bardak yapın onu
karabiber,kırmızı biber,tuz

sonra bunların hepsini karıştırıp hop doldurun dolmaları.. düdüklüye koyup düdüğü ötene kadar pişirin..

leziz..

acaba neriman teyze beni oğluna alır mı ki?

03 Aralık 2008

poofff


canım sıkılıyo. nelerle oynuyoz a.g.

Tanım

Götcük: Aslında göt olmayan ama olaylar karşısındaki beceriksizlikleri yüzünden göt konumuna düşen kişi...

niksi vs. okrist

Orcrist: hiç depresyon hazırlığındayım :)
nixie: çıkmış mıydın ki
ben depresyona girmicem kararlyım
Orcrist: nah girmcen girmişsin bile
nixie: girmicem
Orcrist: zuhahaha
anlamı neydi bu gülüşün
nixie: iki gün yeter
Orcrist: iki günmü
1 aydır depresyondasın sen
nixie: götlerle uğraşamicam artık
Orcrist: :)
nixie: aaman değilim
Orcrist: aman olma ne güsel
nixie: efet ne die depresyona gircem
ne güsel iyilik meleği gibiyim baksana
zuhahahhah
Orcrist: hee adın mikail olmalıyış senin
nixie: zikail olmuş nun yerine
Orcrist: zikail
ehuehue

Meydey

- nikzi meydey meydey!

- ne oldu?
- yanıyoruz!
- bişi olmaz, dışarı çık..
- çıkamıyorum, yanıyoruz!
- kapını kapat altına da ıslak havlu koy
- kendi altıma mı?
- kapının altına!

24 Kasım 2008

hasta mıyım acaba?

evet anlayışlı bir insanım.. evet çoğu insanın sinir krizi geçirdiği durumlarda ben sinirlenmem bile.. evet geniş olan sadece kalçalarım değil.. evet rahat bir insanım, sakinim.. evet üzüntülerim sadece kendi kendime mantıklı açıklamayı yapana kadar sürer.. yani çok uzun değil.. insanların bana karşı yaptığı hatalara aşırı tepkiler vermem.. küsme huyum yoktur.. evet duygusuzum.. ama bu duygusuzluk öyle taş kalplilik değil.. tepkisizlik gibi daha çok.. bir sey hissedememe.. önemsememe..
bunun psikolojide bir yeri var mı acaba? hastalık gibi bişi mi çok merak ediyorum..

..

yok bu böyle olmayacak..
değişim şart..

22 Kasım 2008

döndüm

farklı bi mekan ama kafa yine aynı. A.G. garsonuna dedımki bira getir servis kapandı dedi. parası neyse veririz dedik o. cocugu işte neyse evde bira içmedeyim. öğretmenler günü yemeginden dönmeyim. (dönmeyim lafıda bi acayip oldu)

14 Kasım 2008

make love not warcraft..



bu bölümden nasıl bu kadar geç haberim oldu anlamadım :))))

12 Kasım 2008

Görev Bilinci


07 Kasım 2008

Sanal Mezarlık

Ben öldükten sonra bu resme tıklayıp online ziyaretime gelebilir,

bildiğiniz duaları yorum kısmına yazabilirsiniz.

05 Kasım 2008

İnternet


İnternet hesaplarınızla ilgili uzun vadeli planlarınız varsa o hesaplarınızı şimdiden bir yakınınıza miras olarak bırakmalısınız.

Yasaya göre kişi telif hakkına sahip olduğu tüm materyali miras olarak bırakabilir, aksi takdirde kişinin ölümünden sonraki 70 yıl daha bu hesaplar açık kalıyormuş.

Anılık, bloğumu sana miras olarak satabilirim :)

30 Ekim 2008

36 Strategem

Sun Tzu dan buyana Çin de 2500 senedir gizli tutulan strategemlerin en ünlü 36 sını açıklıyorum;
31 numaralı strategem Osmanlı İmparatorluğu üzerinde en çok kullanılan strategem dir.

1. İmparatoru Yanıltmak ve Denizi Aşmak
2. Zhaoyu Kurtarmak İçin Wei’yi Kuşatmak
3. Başkasının Hançeriyle Öldürmek
4. Yorgun Düşmanı Sükunetle Beklemek
5. Hırsızlık Yapmak İçin Yangından Yararlanmak (kurt puslu havayı sever)
6. Doğuda Gürültü Etmek, Batıda Saldırmak
7. Bir Hiçten Bir Şey Yaratmak (sermaye senaryosu)
8. Görünüşte Asma Köprüyü Onarmak, Fakat Gizlice Chengcang’a yürümek
9. Karşı Kıyıda Yanan Ateşi Gözlemek
10. Gülücük Arkasına Hançer Saklamak
11. Şeftali Ağacı Yerine Kuruyan Erik Ağacı
12. Koyunu Hafif Elle Alıp Götürmek
13. Yılanı Ürkütmek İçin Çayıra Vurmak
14. Ruhun Geri Dönmesi için Bir Ceset Ödünç Almak
15. Dağdaki Kaplanı Düzlüğe Çekmek
16. Bir Şeyi Yakalamak istiyorsan, Önce Onu Serbest Bırakmalısın
17. Bir Yeşim Elde Etmek İçin Bir Tuğla Fırlatmak kaz meselesi
18. Bir Haydut Çetesini Zararsız Hale Getirmek İçin, Önce Elebaşısını Yakalamak Gerekir
19. Başkasının Kazanının Altındaki Odunu Gizlice Alıp Götürmek
20. Balık Yakalamak için Suyu Bulandırmak
21. Ağustos Böceği, Altın Gibi Parlayan Derisini Atıyor
22. Kapıyı Kapatmak ve Hırsızı Yakalamak
23. Yakındaki Düşmanı Yakalamak İçin Uzaktaki Düşmanla İşbirliği Yapmak
24. Daha Sonra İşgal Etmek Üzere, Askerleri Guo Devleti Toprakları İçinden Yürütmek
25. Kirişleri Çalmak ve Çürük Direklerle Değiştirmek
26. Akasyaya Söylenmek, Fakat Dut Ağacını Göstermek
27. Dengeyi Kaybetmeden Delice Hareket Etmek
28. Merdiveni Alıp Götürmek için Bakışları Dama Çevirtmek
29. Kurumuş Ağaçları Yapma Çiçeklerle Bezemek
30. Konuğun Rolünü Ev Sahibinin Rolüne Dönüştürmek
31. Güzel Kadın Strategemi
32. Açık Kent Kapısı Strategemi
33. Nifak Sokma Strategemi
34. Kendini Sakatlama Strategemi
35. Zincirlenme Strategemi
36. Kendi Haline Bırakma Strategemi

The Art Of War

SunTzu, M.Ö. 5.yy da yaşayan Çinli general ve askeri teorisiyendir.
Savaş stratejisi üzerine yazdığı Savaş Sanatı adlı eseri dünyanın en eski askeri strateji ve uluslararası ilişkiler çalışması olarak bilinir. 13 bölümden oluşan kitabın, Çin’de Savaşan Beylikler Döneminde yazıldığı tahmin edilmektedir.




*"Silahların getireceği zararları kestiremeyenler onlları kullanmanın yararlarından habersizdirler."

*"Dağları, ormanları, dar geçitleri, çıkmaz yolları ve bataklıkları bilmiyorsan; silahlı bir güçle manevra yapamazsın. Yerli rehberler kullanmadıkça arazinin yararlarını bilemezsin".
*"Savaşın beş kuralı vardır: Ölçme, değerlendirme, hesaplama, kıyaslama ve zafer. Mevzi ölçmeyi, ölçme değerlendirmeyi, değerlendirme hesaplamayı, hesaplama kıyaslamayı, kıyaslama ise zaferi doğurur."
*"Planlarını anlamak için onları gözden geçir."
*"Eğer aklını tamamen düşman üzerinde yoğunlaştırırsan, bin mil uzaktan bile askeri önderini öldürebilirsin. Bu, görevini başarıyla yerine getirmektir."
*"Eşitsen, gücün varsa savaş. Sayıca az isen, mümkünse uzak dur. Durumun parlak değilse, mümkünse hemen kaç."
*"Başarılı bir hareket başına vurulduğunda kuyruğu ile, kuyruğuna vurulduğunda başı ile, orta kısmına vurulduğunda hem başı, hem kuyruğu ile hareket eden hızlı bir yılan gibi olmalıdır."
*"Ben savaşırken herkes taktiklerimi görebilir; fakat hiç kimse asıl zaferin kaynağı olan stratejiyi göremez."
*"Mükemmellik her savaşta çarpışarak kazanmak değildir. En iyi strateji savaşmadan kazanmaktır."
*"Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin."
*"İnsanlar bir kez birleştiler mi,cesurlar tek başlarına ilerleyemez,korkaklar ise tek başlarına geri çekilemezler."
*"Dostlarını kendine yakın tut, düşmanlarını daha da yakın."

24 Eylül 2008

8. Uluslararası İstanbul Go Turnuvası

2001'den beri her sene Eylül - Ekim aylarında düzenlenen ve Türkiye'nin önemli turnuvalarından biri olan İstanbul Go Turnuvası'nın 8.si uluslararası bir etkinlik olarak bu sene 11-12 Ekim tarihlerinde yapılacaktır. Geçen sene itibariyle Pandanet Avrupa Go Kupası kapsamına dahil edilmiş ve Avrupa Kupası Süper Turnuva statüsüyle Pandanet Avrupa Go Kupası takviminde yerini almıştır.



Bu seneki turnuvayı 4 defa Kadınlar Kuksu ünvanını ve 1 defa da Haojue kupasını kazanan Yun Yeong-seon varlığı ve katılacağı çeşitli etkinlikler ile süsleyecektir.










2006 yılında 5 Dan'a yükselen Koreli profesyonel oyuncu Yun Yeong-seon,
1994-96 ve 1998 yıllarında toplam dört kez Kadınlar Guksu unvanını ve 2002'de Haojue Kupasını kazandı. Hikaru no Go'nun (Manga) 75. ve 76. bölümlerinde Shindo ve Koreli Hon Suyon arasında geçen maç, gerçek hayatta Yun Yeong-Seon (Beyaz) ile Yi Cheong-Weon arasında 3 Şubat 1995'te oynanan maçtır.
Şu anda eşiyle birlikte Almanya'da yaşayan Yeong-seon "Think like a pro - Pae", "Think like a pro - Haengma" ve "100 Tips for Amateur Players I , II"
gibi pek çok Go kitabının yazarıdır. Avrupa Go Kongreleri dahil pek çok etkinlikte
Avrupalı go oyuncularına ders vermiş olan Yun Yeong-seon, sempatikliği, yeterli İngilizcesi
ve bu alandaki deneyimiyle Avrupa'daki en iyi birkaç Go öğretmeninden biridir.







07 Ağustos 2008

Pişmanlık

duyuyorum yapmadığım bir çok şey için...
Ama merak ediyorum?
Yapsaydım eğer, yapmadığım bir çok şey için pişmanlık duyar mıydım?

31 Temmuz 2008

hızlı bir bisiklet alacam deli hız yapcam

Dedim bir ehliyet alayım, sonra gideyim ikinci el hız motoru alayım, az hız yapayım vakit geçireyim;

abi;
hız motoru olmaz çok yaşamazsın, endurocu olursan onlarla takılırsın dağ bayır gezersin daha çok yaşarsın. -şöyle bir 600 lük falan, ne 600 lüğü! 600 lük aldırmam.
125 le başlarsın bi kaç yıl takılırsın önce... -ne birkaç yıl mı! -tabi tabi...

patron;
patron ben endurocu olcam, önce 125 likle başlıcam. -manyak mısın sen? scooter al bi tane
hem şehir içinde daha hızlı, bu trafikte çok zorlanırsın, -ya 125 lik alcam alla alla! bir kaç yıl kullanırım, -sonra napacan? -hımm 250 lik alcam - bak ben biliyom, olmaz aldırmam! scooter iyi scooter...

babam;
babama söylemicem, bisiklet alcam arka bahçede sürcem...

25 Temmuz 2008

Deli miyiz?

En sevdiğin yemek? Meyve? İçki?
Nereler de gezinmek mutluluk veriyor?
Deniz, kum, bira, müzik? Tatil hayalim…
Sevgili; yanındayken sonsuz huzur verecek bir sevgili… Seni hep anlayacak…
Evim olsun, içinde plazma, araba, işim olsun hafta sonları tatil olsun.
Hatta kariyerim olsun, inançlarımı savunabilmeliyim ayrıca!
Özgürlük.

…AN…

Sadece bir “AN”. Geçireceğimiz talihsiz bir AN. herşeyi bir AN da değiştirebilir, ya bir gün yukarıdaki listenin hiçbiri bir şey ifade etmezse? (E-Hiçbiri)

Yaşanılan o AN, yaşadığın ve yaşamayı hayal ettiğin her şeyi anlamsızlaştırır ya da anlamlarını değiştirirse?...

Her şey nasıl da yalanmış meğer…

“Pamuk İpliği” Biliyoruz… Hepimiz farkındayız…

Nasıl oluyor da korkusuzca tüm bu gerçeklikleri yok sayarak böylesine cesurca yaşamaya devam edebiliyoruz. Deli miyiz neyiz?

Uykum var

Uzun zaman önce bir sevdiğim sıkıntılı günlerinde vaktinin tamamına yakını uyuyarak geçirirdi (hala öyle mi bilemiyorum). Uyumasının nedenini sıkıntılarından uzaklaşabilmek olduğunun (en basit olarak izahatı) o zamanlar da farkındaydım ama neden buna gerek duyduğunu yeni anlamaya başladım…
Yorgunum şu sıralar… klimam da takılmadı hala off…

21 Temmuz 2008

EGOİST

İD: Hazzın doyumu ilkesine göre çalışır. Hiçbir sosyal kuralı önemsemeyen id'in tek istediği isteğinin anında yerine getirilmesidir. İd'i baskın olarak görebileceğimiz tek yer bebeklerdir. En üstteki kişilik yapısı süper ego daha sonra ego ve daha sonra da id'dir.

Süper egosu digerlerine göre daha gelişmiş olan insanlar kendi başlarına hareket edemeyip her daim kendilerini yönlendirecek birilerine ihtiyaç duyarlar. Egosu gelişmiş olanlar daha mantıklı davranıp, gerektiği yerde insanların fikirlerine saygı duymakla birlikte kendi fikirlerine de önem verirler.
Son olarak 'idiot' olarak nitelendirdigimiz insanlar da id'i baskın olan insanlardır.Bu insanlar kendi fikirlerinden başka hiçbir görüşe önem vermezler ve sadece kendilerini düşünürler.
Bu tip insanlara EGOİST denilmesi yanlıştır. Bunun tam karşılıgı İDİOT'tur.
Freud

23 Haziran 2008

-

bişeylerden sıkılırsan ne yaparsın
bişeylerden çok sıkılırsan ne yaparsın
o bişey kendinse
kendinden nasıl kurtulabilirsin

19 Mart 2008

I'm sorry

Yolda gelirken aklımda bissürü şey vardı yazmak istediğim...
Sonra önce bir bakınayım dedim, tek tek tek tek tek... bakındım,
yazmaktan vazgeçtim.

18 Mart 2008

...